Thursday, November 24, 2011

Kariyer hedeflerim

- sabah 10 akşam 4
- yüksek mayış+ikramiye
- akşama kadar goygoy, internet, solitari

hayalimdeki iş böyle bir şey, kısmet...

Wednesday, November 16, 2011

God damn federals

FBI'lık zor gardaş... Manyağı var, uğursuzu var... Banka soyulsa FBI gider, rehine işi olur FBI, seri katile, teröriste FBI; itin kopuğun her türlüsüyle uğraş dur. Peki sen vatan için kurşun sıkarken bir arayıp da teşekkür eden mi var? "Ya gardaş, sağolun valla biz beceremediydik iyi ki geldiniz" diyen mi var? Bir çay çorba ikram eden mi var? Bir de arkandan konuşurlar, "lanet federaller "diye... "Hey ahbap burası new york polisinin yetki alanı" diye. E y.rrağım, yetki alanı da devlet bizi yollamış işte.. Bakmış ki siz beceremiyonuz bizi yollamış. Sanki ben keyfimden geliyorum, sanki ben başka devlete çalışıyorum, hepimiz birleşik devletlerin çocuğuyuz nedir yani bu afra tafra?

CIA mesela o kadar şey değil, onun mesaisi belli. Açıyosun dünya haritasını, nerde petrol çıkıyor? Şurda şurda.. Git oraları karıştır; işin bu. Yurtdışı harcırahı da var, gezmesi tozması var, iyi iş.

Ama misal, FBI yerel polise gider yapıyo ya, bu artık federal bi konu filan diye, CIA da FBI'ya aynen posta koyabiliyor. Gardaş diyor, bu iş ulusal güvenliği ilgilendiriyor artık biz devralıyoruz. Yani şöyle bir denklem var:

CIA>FBI>LAPD (Eleypidi)

Eleypidi'yi örnek olarak verdim, ama vatansever polislerin çalıştığı güzel bi teşkilatımız o da. Roger Murtaugh ve Martin Riggs hesabı. LAPD diyince bu iki ismi hatırlamıyorsan senin tevellüt 85'in üstü sayın okuyucu, hiç google'larda aranma...

Yalnız bu birleşik devletler de üç beş tane daha böyle gizli servis var, NSA var, ATF midir AFT midir öyle  bişeler daha var ama onlar ne işe yarıyo hangisi hangisinden büyük onu tam bilemiyorum....



Tuesday, November 15, 2011

Güle güle reyis...



Seni izlemek bir zevkti, gerçekten...

Thursday, November 03, 2011

Look who's back!

Evet, tam 1 yıl sonra yeniden merhaba sevgili sanatseverler. 1 yıl boyunca buraya hiç yazmayınca başta kim ki duk ve lars von trier olmak üzere bütün sinema dünyası bir şenlik havasına girmişti ama bu mutlulukları fazla uzun sürmeyecek. çünkü, look who's back bitch! who's back!

Sinema dünyasına sıra gelecek, hepsinin ifadesini alıcam. Meydanı boş bulduk sanmasınlar. Lars von trier ibnesi, sana büyük laflar hazırladım. Zaten hitler mitler bir şeyler demişsin ortalığı karıştırmışsın...

Ama önce bu 1 yılı bir değerlendirelim kankalar, ne yaptık ne ettik?

Evvela bu 2011 yılı benim için çok sikimsonik bir yıl oldu ayıptır söylemesi. Ya arkadaş, musubetin her türlüsü geldi beni buldu. Bakalım şu cenabet yılı bir bitirsek rahatlayacam...

İş, güç filan.. onu geç, standart (allah standarttan ayırmasın. yalnız şunun filmindeki en tırıvırı adamın bile kucağına süt gibi manita oturdu, bu nasıl kaybetmek gardaş?). Spor desen,  dediğim gibi sakatlıktan, musubetten doğru dürüst form tutamadık bu sene. Başka? Başka da bir şey yok ha. Ulan hakkaten çok boş bir hayatım varmış ha. Bir yaptığım bir sipor var, şimdi buradan ne olduğunu zikredip de arkamdan "hava basıyo, artistlik yapıyo" dedirtmek istemiyorum, onu da çıkarınca resmen hayatımda bir şey kalmadı. Sebze gibi oldum...

Neyse, sanata dair, aşka, devrime ve yaşanmışlıklara dair sohbetlerle gene buralarda olucam merak etmeyin. Yalnız benim yokluğumdaki sürede tek sponsorum Samsunsporlular Çay Ocağı kapandı, acımız büyük. Hele de süper lige geri döndüğümüz şu dönemde. Yani gençler, bu sofra kurtlar sofrası, bu değirmen susuz dönmüyor, bir çay çorba parası bir şeyler ayarlayın şu sponsorluk işini halledelim. 

yours sincerely...



 
Related Posts with Thumbnails