Monday, January 18, 2010

Partilere Akar Oldum, Tenhalarda Yalan Oldum...

Geçenlerde bir partiye gittim. Gittik yani, çakalı çukalı toplandık gittik. Biliyosunuz Samsunsporlular Çayocağı olarak böyle karambollü ortamların adamlarıyız, çakallar puslu havayı sever hesabı. Parti de bu seksenler partilerinin bi versiyonu ama zaman aralığı geniş, bir de kıyafet mıyafet yapıyosun eskiye dair, geçmişe dair, nostaljik bi tad oluyor.

Ben de dedim madem doksanların çocuğuyuz doksanların metalcisi, thrashçisi kılığıyla gideyim. Zaten yabancısı değilim dar kot pantolon, slayer tişörtü, deri ceket, beyaz spor ayakkabı hepsi var. Var da işte saç yok. Öğrencilikte lepiska gibi belimde olan saçlar yerine üç numara katil modeli var şimdi. O da bir çeşit isyan tabi, hayata karşı, sisteme karşı, düzene karşı (külliyen yalan, askerde farkettim çok rahat oluyo).

Neyse işte peruk meruk da bulamayınca yattı o kılık, naapalım needelim derken partiye iştirak eden kankalardan biri dedi ki "abi madem van damme dansı yapıcaz, van damme kılığında gidelim". Bu "van damme dansı" olayı bir şekilde üzerimize yapıştı zaten, bizden başka da bu dansı yapan eden kalmadı. Anadolunun kaybolan küçük el sanatlarının son temsilcileri gibi olduk.

Ulan süper fikir dedik, uygulama da kolay. siyah atlet, pileli kumaş pantalon tamam. Atletleri çektik üçlü kombo şeklinde gerçek kırolar gibi gittik partiye. Millet tabi vermiş kendini 70lere, herkes çiçek çocuk kılığında. Bu entel milleti böyle kankalar, hippilik mippilik diyince akılları gidiyo. Çiçekli batikli tişörtü giy yalayamayacağın manita yok o alemde. Neyse, biz de
pileli kumaş pantolon ve siyah atletlerimizle, tıpkı Van damme'ın "kana kan" adlı muhteşem filmindeki dans sahnesinde giydiği kıyafetlerle yani; gerçek anlamda seksenlerden fırlamış kamyoncular gibi, kırolar gibi girdik mekana.

aha aynı böyle giyindik gittik işte... muhteşem stil, muhteşem dans...

Kıyafet partisinde kıro rolünde olmanın, maganda olmanın (ne kadarı rol o da tartışılır ya) en güzel tarafı ne biliyor musunuz. Bütün manitalara yanaşıp laf atabiliyorsun, karşılığında da kıkırdıyorlar, gülüşüyorlar. "Boş musun bebek!", "gazozuna ilaç atayım mı yavrumm" diye diye sarkmadığım hatun kalmadı. Normalde yapsam var ya kafaya çantayı biber gazını yerim. Ama işte karambollü alkollü ortamlar böyle. Yalnız bu kıroluk çok güzel iş, derdin tasan yok, kafana göre takılıyorsun. Keşke bu zincirleri kırabilsek de, günlük hayatımızda da yaşayabilsek bu özgürlük yolunu...

Neyse, muhteşem dans şovuyla entellerin nasıl aklını aldık, partinin nasıl yıldızı olduk onu da başka bir sefere anlatayım, hatta birileri videoya filan çektiydi bulursam koyarım buralara.

Van damme dansını orjinalinden, ustasından izlemek isteyenler de şöyle buyursunlar: http://www.youtube.com/watch?v=CE8XKeN0zk4

 
Related Posts with Thumbnails