Monday, June 01, 2009

Holy Smoke


Hey yavrum hey... 96 senesinde ne dalgalandırmışız anarşi bayrağını be.
96 senesinin yazında liseden çok değerli bir kankamla şu gerilla kampını kurduk. Ama niye? Öyle devrimdi mevrimdi gibi uhrevi emellerimiz yoktu tabi.

Öğretmenler kampı diye bir mevhum var, bilmiyorum bileniniz var mı. Neyse bizim memlekette de vardı bundan, güzelce bir yerde, sahil kenarında bir kamp mekanı, sosyal tesisi filan var. İşte öğretmen aileleri geliyor burda kalıyor filan. Ne oldu nasıl oldu tam hatırlamıyorum; benim hastası olduğum bi manita vardı, bunun ailesiyle öğretmenler kampına kalmaya gideceğini öğrendim ben. Hemen kankayı ayarladım, "oğlum çok güzel manitasal ortamlara sokucam seni" diye. Biz tası tarağı topladık, tabi iki sap olarak kamp sınırlarında ikamet edemediğimizden öğretmenler kampının arkasındaki balıkçıların otopark olarak kullandığı yeşilliğe gerilla kampını kurduk. arkada ucundan görülen bina kampın sosyal tesisi.

Tabi kurduğumuz çadır, rus pazarından alınma uyduruk bir şey. Uyku tulumu filan zaten yok battaniyelerimiz var; mat diye bir şeyin varlığından dahi haberdar değiliz karton seriyoruz yere, öyle kamp hayatı adına cehaletin sınırlarındayız yani.

Cehalette son noktadayız ama, aslan gibi de yüreğimiz var. Çadırı kurduk; hemen çıkardım benim anarko tişörtünü göndere çektik törenle. Tabi o zamanlar bunun anarşizm amblemi olduğunu bilen yok, soranlara "soyadımın baş harfi" diyorum, "sevdiğim kızın adı" diyorum... Yoksa bir duyulsa bunun anarşi sembolü olduğu, Samsun'lu balıkçılar bizi oracıkta çadırla beraber gömerler sahile. Karadeniz sonuçta, değişik bir yer.

Ha bak fotoda böyle afra tafra yapmışız, sanırsın azılı militanız ama hepsi dravdan, trışkadan (polis molis okuyorsa buraları diye diyorum). Kampı kurduktan iki gün sonra bi aile geldi yanımıza kamp kurdu. Hilal bıyıklı, emekli astsubay bir abi ve ailesi. Hemen bizim anarko bayrağının karşısında üç hilalli bayrağı dalgalandırdı adam; gıkımız çıkmadı. Nereye çıkıyo zaten, belinde beylik tabancası var adamın. "He abi, haklısın abi, vatanı bölmeye çalışıyo bunlar abi, peygamberimizin de saçları uzunmuş ondan şeyettik biz abi" diye de geçti adamla olan günlerimiz (çok da güzel bir kızı vardı ama korkumuzdan kafayı çevirip de bakamadık kankalar).


E iyi de aga holy smoke ne peki? resme dikkatli bakın, beyaz tişörtün üzerinde solmuş bir resim var; orada "iron maiden - holy smoke" yazıyor, güzelcene bir eddie çizimiyle beraber. annem yer bezi yapmadan önceki hali bu...

4 comments:

Restless Librarian said...

93 yılında aldığım "Countdown to Extinction" t_shitünü iki kere ihtiyaç sahiplerine dağıtılmak üzere tıkıldığı çuvaldan, bir kere de paspas edililmiş haliyle yerden (anam ben yokken gizlice dolabımdan almış) aldım.
Sökük mökük değil sonunda yok oldu t_shirt.
Herneyse, efendim nihayetinde kampa çıkaran kız ne oldu anlatmamışsınız o vesileyle şeettiydim.

onkaplan said...

eheh.. valla yerbezi olan tisortlerimle bir heavy metal tarihi muzesi acilirdi, oyle zalımdı benim annem. en cok da "iron maiden- be quick or be dead" tisortume yanarim, turunun tek ornegiydi. aynen o da faili mechule kurban gitti sizinki gibi.

maceranin geri kalanini 2. bir fasikul seklinde yazicam bir ara, hatunun izbandut gibi bir abisi oldugunu kampta ogrenmis olmamin ruh ve beden sagligima etkileri uzerine olacak o da...

Gaia Skywalker said...

Hey allam! Başına ne geliyosa manitalardan, bilesin...
Böyle böyle nereye kadar Samuray?
Ancak itiraf etmeliyim, manitaların sayesinde gülüyor, Samuray kardeşliği yaratıyoruz!
Selamlar, sevgiler...

kerem said...

Olm bunu hic anlatmamistin? Daha sende ne cevherler var belli. Sofra kurmak lazim sana...

 
Related Posts with Thumbnails