Friday, October 30, 2009

Onkaplan'la Sanata Seviyesiz Bakış: Antichrist

Şimdi işin aslı, kaç gündür internette olsun, sözlükte olsun sürekli bunun başlığı gözüme çarpıyordu, antikrayst mantikrayst diye. Bu kadar muhabbeti dönünce ben de sandım ki Slayer yeni albüm filan çıkardı. Sonra dedim ki kendi kendime "ya zaten Slayer'ın anti-christ diye bi şarkısı vardı, yeni albümün de adı başka sanı başka bu nasıl iş?" filan diye söylenirken baktım ki meğerse filimmiş la.

Hayatta da izlemem lars von tiriyer filmi, isterse Kerry King'i başrol oynatsın. Bir seferinde bir filmine gittim, karılı kızlı entel ortamlarında bahsi geçince iki kelam ederiz, havamız olur diye; dalgaları aşmak mıydı neydi; o zulüm bana yeter bir ömür boyu (sirf ilk yarısını izledim ha, düşün).

Bir de gene bir kız arkadaş dogvil'i izletmişti zorla. Yerlere çizgi çekmişler tebeşirle güya oda olmuş, artık metafor mu oluyor, imgelem mi oluyor ne oluyorsa. Batsın öyle metafor. Değil mi Fazıl abi? (Fazıl abi programı sunduğumuz samsunsporlular çay ocağının sahibi. yalnız şu an iddaa kuponu doldurmakla meşgul olduğundan "hehe, tabi, öyledir" diye otomatik cevaplarla geçiştirdi sorumu. Alacağın olsun Fazıl abi...)

antikrayst dediğin böyle olur. lars ibnesi baksın da antikraystlık görsün biraz...

Yalnız internetten filmin afişine filan baktım da, skişli mikişli bir film galiba ha. Korsanını alıp ileri ala ala izleyebilirsiniz. Bu entellektüel milleti de bir değişik abi, vivid entertainment yapınca "kadının metalaştırılması" bilmem ne, lars von trier yapınca sanat...

Evet sanatseverler, bugünkü programımızda sanat sinemasının öncü isimlerinden lars von trier'in son filmi antichrist'ı inceledik, bir daha ki buluşmamıza dek sanatla kalın!

Onkaplan'la Sanata Seviyesiz Bakış

Evet, bu sayfalarda yeni bir köşeye başlıyorum, hatta olur da bir tvden filan teklif gelirse olası bir televizyon programı da olabilir ileride. İşte nedir, hep beraber sanata, sinemaya, şiire kısacası sanatın her dalına seviyesiz, yüzeysel bir açıdan bakacağız; muhtemelen sanatseverlerin tiksinerek izleyecekleri bir program olacak.

Dekor olarak da bizim "samsunsporlular ç
ay ocağı"nı kullanmak istiyorum. işte arada fazıl abi çayları tazeleyecek, duvarda 86-87 sezonu samsunspor kadrosunun büyük boy posteri filan, doğal ortamında kendi aramızda sohbet ediyormuşçasına samimi bir ambiyans olacak yani...



işte efsane kadro


Monday, October 12, 2009

Zombilik Kader Olamaz

Zombilik kader olamaz da kurtadamlık olur mu? O da olmaz. Ama vampirlik? Bak onu düşünürüm işte. Neticede fena iş değil, şeklin şemalin yerinde (biraz solma var o kadar), uçabiliyorsun, türlü türlü insanüstü gücün filan var. E tabi zenginlik de var (dikkat edin bir tane vampir yoktur ki öyle çalışayım da ekmek peşinde koşayım derdi olsun. hep vur patlasın çal oynasın), karı kız desen gani; yeri geliyor grup oluyor, yeri geliyor bakire kurban etme oluyor, fuhuş desen sınırı yok...

Neyse yani iyi iş vampirlik. Açıkçası yarın öbür gün bir vampir arkadaşla karşılaşsam hemen uzatırım boynumu "buyur abi burdan ısır" diye. Ama tabi eklerim hemen "kardeş bütün kanı emme de yarın öbür gün biz de tabutumuzdan uyanabilelim, vampirlik müessesesinin tadına varalım" diye. Yani kurdu var, çakalı var bilemezsin ki. Görüyoruz biliyoruz yani bunları.

Bir güneşe çıkamama sorunu var, onu da yüksek faktörlü güneş kremleriyle hallederiz gibime geliyor, teknoloji bilim filan hep ilerledi bunlar, sür 60 faktör kremi bak bir şey oluyor mu...

Bak kurtadamlık da aslında çok kötü değil bir yerde, tercih edilebilir. Yani normal insan gibi takılabiliyorsun onda da. Dolunayda filan tamam, kıldır tüydür çıkıyor ama genel itibariyle insansın, artı ekstra tonla gücün var. Gece vakti yenidoğan'da kafana göre dolaş, kimse de çıkıp diyemez ki "bilader sen ne ayaksın?". Kurtsun bir kere, ıslık çalsan yenidoğan ülkü ocağı arkanda...



zombi mombi ama şöyle elini yüzünü bir yıkasa, baltayı bıraksa fena manita değil gibi sanki... gideri var

Ama bir zombilik öyle değil. Zombilik zor, zombilik zalım... Bir kere tipin kayıyor. Neden, çünkü ölüp dirilmen gerekiyor ya. Öyle hemen vücut tazeyken dirilmece de yok, o etler iyicene bir çürüyecek ki zombiliğin hakkını veresin. Yani şekli şemali unut, bir tane manita dönüp de yüzüne bakmaz, aseksüel bir hayat.

Sonra bilinç gidiyor aga. Şuur yok, bak mesela vampirle kurtadam oturup karşılıklı satranç bile oynarlar isteseler ama zombilikte yok o. Varsa yoksa "taze beyin" yemek. Bütün amaç o. Mezardan çıkıyorsun tek hedefin olursa beyin, olmazsa kalp böbrek nere gelirse onu bulup yemek.


E o zaman ne anladım ben o işten. hiç kusuruma bakmasınlar ama zombilik iş değil, bana bir getirisi, bir kariyer hedefi yok yahu...

 
Related Posts with Thumbnails